Amazon’un Alışveriş Botunu Türk Mühendisler Geliştirdi

Sohbet bazlı yapay zeka konusunda geliştirdiği teknolojilerle Türkiye’de lider konumda olan Cbot, e-ticaret devi Amazon için alışveriş botu uygulamasını hayata geçirdiğini duyurdu. Cbot’un geliştirdiği advisor.bot, Amazon UK’den cilt bakımı kategorisinde alışveriş yapmak isteyen müşterilere en ideal kozmetik ürünlerini bulmalarında yardımcı oluyor. Türkiye’de yapay zeka tabanlı ilk chatbotları da İş Bankası ve ING Bank için geliştirdiklerini aktaran CbotKurucu ve CEO’su Mete Aktaş advisor.bot ile globale açıldıklarını vurgulayarak sözlerine şöyle devam ediyor: “Cbot olarakgeliştirdiğimiz, web sitesinde yer alan chatbotlarda, site ziyaretçilerinin % 43’ünün bu chatbotlarüzerinden iletişime geçtiğini, bununla birlikte çağrı merkezlerine gelen aramalarda %35 – 50 oranında azalma olduğunu görüyoruz. Bu oranlar chatbotların, başta bankacılık olmak üzere pek çok alanda devrim niteliğinde değişimleri beraberinde getireceğini gösteriyor. Amazon’un pazar payında lider olduğu e-ticaret sektörü de bu chatbotlar aracılığıyla daha da gelişecek ve hem kullanıcı deneyimleri iyileşecek hem de verimlilik giderek artacak.”

Müşteri deneyimlerindeki iyileşmenin rekabette ayırt edici bir etkiye sahip olduğu bankacılık, e-ticaret, telekomünikasyon ve çağrı merkezleri gibi pek çok sektörde yapay zeka teknolojilerinin kullanımı giderek yaygınlaşıyor. Yapay zeka tabanlı chatbotlar ise bu sektörler için en önemli trend.

Türk teknoloji şirketi Cbot da, hem Türkiye’de hem de Silikon Vadisi’nde yer alan ofislerindeki Ar-Ge ekibiyle yoğun çalışmaların ardından geliştirdiği chatbot uygulamaları ile başta Amazon, eBay, İş Bankası, ING Bank, Türk Telekom, Anadolu Hayat Emeklilik ve n11 olmak üzere kullanıcı deneyimlerini güçlendirmek isteyen pek çok şirket tarafından tercih ediliyor.

Cbot’un Bankacılık Chatbotu kullanıcılardan gelen soruların %95’ine cevap verebiliyor

Beş yıl önce üniversiteler ve akademisyenlerle işbirliği içinde metin anlamlandırma, makine öğrenmesi ve doğal dil işleme teknolojilerine ilişkin Ar-Ge çalışmalarını başlatan Cbot, aldığı 4 farklı patent ve gerçekleştirdiği TÜBİTAK, Avrupa Birliği projeleriyle bugün Türkiye’nin metin anlamlandırma konusundaki lider yapay zeka şirketi. Cbot’un Bankacılık Chatbotu Türk mühendisler tarafından geliştirilen altyapı ve algoritmalar sayesinde kullanıcılardan gelen soruların %95’ine büyük bir doğruluk oranı ile yanıt verebiliyor. Şirketin yeni hedefi ise metinler üzerinde bir insanın yapabildiği tüm işlemleri gerçekleştirmek.

Doğal Dil İşleme Teknolojisiyle Global Rakiplerine Fark Atıyor

Chatbotlar yaklaşık 2 yıldır global teknoloji şirketlerinin ve büyük kurumların gündeminde önemli bir yer tutuyor. Cbot ise global teknoloji sağlayıcılardan ayrıştığı noktalarla rakiplerine oranla daha başarılı chatbotları hayata geçiriyor. Cbot’un rakiplerinden farklılaştığı en önemli nokta Türkçe dilinde tüm global şirketlerden daha yüksek bir doğruluk oranı ile çalışması. Bunun temel nedeni Cbot’un chatbotlarının Türkçe dilinde herhangi bir çeviri sistemi kullanmadan Türkçe doğal dil işleme yapısı üzerinde çalışması.

Türkiye pazarında en az %40 pazar payı hedefliyoruz

Cbot’un, kurumların müşteri deneyimini iyileştirmelerini, operasyonel verimliliği artırmalarını ve özellikle de gelir yönündeki hedeflerine ulaşmalarını destekleyen çözümler sunduğunu ifade eden Mete Aktaş: “Chatbot veya daha genel anlamıyla diyalog bazlı arayüzler artık tam anlamıyla oturmuş bir trend. İnsanların uygulama indirme oranı her yıl %6 oranında düşüyor. Her işlem için ayrı app indirmek hem kullanıcı için çok zahmetli hem de kurum için bu app’leri geliştirmek ve sürdürülebilir kılmak çok maliyetli. Bunun yerine artık tüm işlerin, tüm sektörlerin konsolide olacağı diyalog bazlı hub’larda işlem yapacağız. Bu öngörüler çerçevesinde biz de İstanbul ve San Francisco’daki iki ofisimizde yaklaşık 20 kişilik bir ekibimizle yeni projeler üzerinde çalışıyor ve gelecekte yeni chatbotlarımızla sektörlerde heyecan yaratmayı istiyoruz. Buradan baktığımızda Türkiye pazarında en az %40 pazar payı hedefliyoruz.” diyor.

Cbot’un en önemli özelliğinin geliştirdiği çözümleri tamamen kendi teknolojisi üzerine inşa etmesi ve bir başka şirketin veya bir platform sağlayıcının teknolojisini kullanmaması olduğunu dile getiren Cbot Kurucu ve CEO’su Mete Aktaş sundukları ürün ve hizmetlerin 3 grupta toplanabileceğini söylüyor:

NLP Engine- Doğal Dil İşleme Teknolojisi

Cbot’un son 5 yıldır üzerine yatırım yaptığı bir “doğal dil işleme teknolojisi” (NLP Engine) bulunuyor. Bu teknoloji latin alfabesi kullanan tüm dilleri destekleyen bir altyapıya sahip olarak geliştirildi ve global rakiplerle Türkçe’de karşılaştırıldığında, şu anda en yüksek doğruluk oranını veren doğal dil işleme teknolojisi olma özelliğini taşıyor. Cbot bu teknolojiyi şirketlerin kullanımı için lisans kiralama modeli ile sunuyor.

2500’ün üzerinde bankacılık içeriğini anlayan chatbot

Cbot geliştirdiği bu motoru kullanarak daha kullanıma hazır ürünler de sunuyor. Ürün olarak sunduğu iki önemli yapıdan ilki, “bankacılık chatbot”u. Bu chatbot, Cbot’un sektör uzmanlığı ile 2500’ün üzerinde bankacılık içeriği ile eğittiği ve herhangi bir banka için küçük rötuşlarla kişiselleştirilerek hızlıca müşteri kullanımına sunulabilecek, sürekli öğrenebilen bir bankacılık botu olarak dikkat çekiyor. Bankacılık alanında hem müşterilerin sorularını yanıtlayabiliyor hem işlemlerini yapabiliyor hem de harcamalar, birikimler gibi konularda tavsiyeler sunabiliyor.

Online alışveriş deneyimi geliştiren chatbot

E-ticaret chatbot’u ise bu sektördeki şirketlerin müşterilerinin sorularını yanıtlayabilen, müşteriye hedef bazı sorular sorarak ürün önerisinde bulunabilen veya satış sonrasında müşteri desteği sağlayabilen bir bot. Amazon için geliştirilen botun ürün önerisi sunma özelliğine sahip olduğunu vurgulayan Mete Aktaş, en son n11 için müşteri destek alanında yaptıkları çalışma ile ürün üzerinde yatırımlarının devam ettiğini ve sektörü dönüştürecek çözümleri duyurmayı hedeflediklerini aktarıyor.

Kaspersky Lab, Dolandırıcıların En Sık Kullandığı 5 Hileyi Açıkladı

Kaspersky Lab uzmanları, kullanıcı verilerinin dolandırıcılar için çok değerli bir varlık olduğunun altını çiziyor. Medyada geniş yer bulan olaylar ve istenmeyen e-postalarla ilgili yapılan analizler de bunu kanıtlar nitelikte. Siber saldırganların kullandığı sürekli gelişen yöntemlere karşı iki kat dikkatli olmak, özellikle de çevrim içi saldırılar söz konusu olduğunda çok büyük önem taşıyor.

İstenmeyen e-postaların ana hedefi, kimlik avı ve sosyal mühendislik yöntemleri kullanarak kişilerin hesaplarını veya banka kart bilgilerini ele geçirmek olduğundan, dolandırıcılar genellikle insanlardan bilgi sızdırma amacıyla toplu e-posta gönderiyor. Bu da istenmeyen e-postalar ve kimlik avı saldırılarının sıklıkla birlikte kullanıldığını gösteriyor. Kullanıcıların bu tür saldırıla karşı daha dikkatli olmasına yardımcı olmak isteyen Kaspersky Lab, dolandırıcıların en çok kullandığı 5 hileyi açıkladı:

1. Sosyal ağlardan gelen sahte bildirimler

Dolandırıcıların en sık kullandığı yöntem, popüler sosyal ağlardan geliyor gibi görünen sahte bildirimleridir. Bunlar genellikle yeni arkadaşlar, onların yaptıkları, yorumlar, beğeniler ve benzeri konularda olur. Bu tür mesajlar genellikle gerçeklerinden ayırt edilemez. Tek fark, çoğunlukla tespit edilmesi kolay olmayan kimlik avı bağlantıları içermeleridir. Bağlantıyı takip eden kullanıcıdan, kullanıcı adını ve şifresini sahte bir oturum açma sayfasına girmesi istenir.

Bir diğer yaygın kullanım ise sözde sosyal ağlardan gelen ve örneğin hesabınızda şüpheli bir etkinliğin tespit edildiğini veya yeni bir özelliğin kullanıma sunulduğunu ve şartları onaylamayan kullanıcıların hesaplarının engelleneceği tehdidini içeren mesajlardır. Durum ne olursa olsun, mesajda kimlik avı giriş sayfasının bağlantısına sahip bir düğme yer alır.

2. Bankacılık kimlik avı

Kullanıcıların banka kartı bilgilerini çalmayı amaçlayan kimlik avı saldırıları hala en popüler dolandırıcılık türü. Sahte mesajlar, banka veya ödeme sistemleri adına gönderilebilir. En yaygın mesaj konuları, müşterinin kişisel hesabının engellenmesi veya hesapta “şüpheli hareket” tespit edilmesi ile ilgilidir.

Hesaba erişimin yeniden sağlanması, kimlik bilgilerinin onaylanması veya yapılan işlemin iptali bahanesiyle kullanıcıdan sahte banka web sitesine banka kartı bilgilerini (genellikle CVV/CVC kodu dahil) girmesi istenir. Bu bilgiler alındığında, dolandırıcılar derhal kurbanın hesabından para çeker.Ödeme sistemlerinde de sistem aynı şekilde işler ancak bu durumlarda, kurbanlardan sadece hesaplarına giriş yapmaları istenir.

3. Popüler hizmetler ve satıcılardan gelen sahte bildirimler

Benzer şekilde, popüler çevrim içi mağazaların, dağıtım hizmetlerinin, rezervasyon sitelerinin, multimedya platformlarının, iş arama web sitelerinin ve diğer popüler çevrim içi hizmetlerin adları kullanılarak sahte bildirimler oluşturulur. Siber suçlular, mesajlarının bu tür hizmetleri kullanan ve panik halinde ne görürse görsün tıklayacak veya dokunacak olan bir kısım kullanıcılara ulaşma ihtimaline güvenir.

4. E-posta hizmetlerinden gelen sahte bildirimler

Dolandırıcılar, bu tür istenmeyen e-postaları, e-posta hizmeti kullanıcılarının kullanıcı adlarını ve şifrelerini elde etmek için gönderir. Yaygın olarak kullanılan iki bahaneden biri şudur: Kullanıcılar, şifrelerini yenilemeye veya güya dolu olan posta kutusunun hacmini artırmaya yönlendirilir. Bahanenin, posta kutusunun hacmini artırmaya yönelik olduğu durumlarda, kimlik avı bağlantısı, depolama kapasitesinde ciddi bir artış olacağını vaat eder. Yüksek miktarda veri depolama ihtiyacının sürekli olarak arttığı bulut bilişim çağında, bu vaat pek de şüpheli görünmez.

5. “Nijeryalı Prens” dolandırıcılığı

Son olarak, en eski istenmeyen e-posta türlerinden biri de hala kullanılmaya devam ediyor. Bu dolandırıcılık türünde ölmüş bir milyonerin avukatı veya bir akrabasına yapılacak bir ödeme karşılığında bir servet vaat edilir. Aynı konunun değişik bir versiyonunda dolandırıcı, zor durumdaki bir ünlü olarak karşımıza çıkar. Mağdurlara, banka hesaplarında mahsur kalmış parasını çekmek için talihsiz bir milyonere yardım etmeleri karşılığında büyük bir ödül vaat edilir. Bunu yapmak için öncelikle, mağdurların kendileri hakkında ayrıntılı bilgiler (pasaport bilgileri, hesap verileri vb.) vermesi ve evrak işleri için makul bir miktar para göndermesi gereklidir.

Kaspersky Lab uzmanlarına göre, dolandırıcıların favori konuları ve yöntemlerinin listesi bu kadarla sınırlı değil. Ancak, yukarıda anlatılan beş yöntem en etkili ve en yaygın olanlar arasında yer alıyor. Dolandırıcıların kurbanı olmamak için daha dikkatli olmak gerekli. Bunun için bazı tavsiyeleri aşağıda bulabilirsiniz:

  • Bir şirketten veya bir hizmetten gelen bir bildirim mesajı aldığınızda, mesajın doğru adresten gönderilip gönderilmediğini kontrol edin. Örneğin Google’da, ileti no-reply@accounts.google.com adresinden gelmelidir. no-reply@accounts. google.scroogle.com ya da buna benzer bir adresten gelmemelidir.
  • Böyle bir mesajdaki bağlantıyı takip ettiğinizde, sahte bir siteye değil gerçek web sitesine yönlendirildiğinizden tekrar emin olun.
  • İstenmeyen e-postalara ve kimlik avı saldırılarına karşı koruma özelliği olan güvenilir bir güvenlik çözümü kullanın. Bu çözüm, sahte e-postaları tespit edecek ve sizi açıkça uyaracaktır.

Kaspersky Lab, Avrupa’da IoT güvenlik standartlarının yükseltilmesine katkıda bulunuyor

IoT konusunda şirketler ‘güvenli tasarım’ yaklaşımını takip etmeli

Kaspersky Lab, sağlam IoT güvenliği standartları ihtiyacına destek olmak amacıyla “Akıllı Üretim Alanında Nesnelerin İnterneti Güvenliği için Doğru Uygulamalar” adlı çalışmaya uzman tavsiyeleriyle katkıda bulundu. Avrupa Birliği Ağ ve Bilgi Güvenliği Ajansı (ENISA) tarafından hazırlanan ve Kasım 2018’de yayınlanan rapor; Endüstri 4.0 ve Akıllı Üretim alanlarında IoT güvenliğini güçlendirmeyi hedefliyor.

Endüstriyel sistemlerde bilgisayarların, ağ bağlantılarının ve Nesnelerin İnterneti (IoT) uygulamalarının yoğun bir şekilde kullanılmasının önünü açan Endüstri 4.0 kavramı, endüstriyel stratejilerde sıkça yer bulmaya başladı. Bu kavram endüstriyel kurumlarda operasyonel verimi artırıp, zaman ve maliyet tasarrufu sağlıyor. Ancak öte yandan, IoT uygulamaları büyük kayıplara yol açabilecek potansiyel siber güvenlik risklerini de beraberinde getiriyor. Bunu konu paydaşlar için büyük önem taşıyor fakat Endüstriyel IoT (IIoT) uygulamalarıyla ilgili tehditlerin farkında olanların sayısı halen çok sınırlı. ENISA tarafından yapılan yeni çalışma, bu sorun hakkında farkındalık yaratmanın yanı sıra IIoT güvenliği konusunda Avrupa Birliği genelinde bir iş birliği başlatmayı hedefliyor.

Kaspersky Lab uzmanları raporun hazırlanma aşamasında düzenlenen bir atölye çalışmasına katıldı. Bu çalışmada Endüstriyel IoT be Endüstri 4.0 güvenliği alanında çeşitli değerlendirmeler yapıldı. Ekip ayrıca, davet edilen kurumların temsilcileriyle ENISA tarafından düzenlenen bir dizi görüşmeye katıldı. Görüşmelerde takip teknolojilerinin rolü, Akıllı Üretim süreçlerinin doğru değerlendirilmesi ve kullanılabilecek tehdit modellemesi yaklaşımları tartışıldı. Son raporda ENISA, temel IoT sınıfları ve tanımlarını belirledi ve Kaspersky Lab’ın endüstriyel siber güvenlik alanındaki uzmanlığıyla doğru uygulamalar hakkındaki bilgileri bir araya getirdi.

Kaspersky Lab ICS CERT Kıdemli Sistem Analisti Ekaterina Rudina, “Kaspersky Lab olarak, IoT konusunda şirketlerin ‘güvenli tasarım’ yaklaşımını takip etmesi gerektiğini savunuyoruz. Böylece riskler en baştan engellenebilir. Rapor hazırlanırken, ENISA’ya kapsamlı uzmanlığımızla bu kavramı kapsayan tavsiyelerimizi sunduk. Bu görüşlerin birçoğunun çalışmaya yansıtılmış olduğunu görmekten memnunuz.” dedi.

Yeni çalışma; ENISA’nın Ekim 2017’de yayınladığı ve AB kurumları, IoT donanımı üreticileri ve yazılım geliştiriciler için önlemler içeren ‘IoT için Temel Güvenlik Tavsiyeleri’ adlı raporun devamı niteliğini taşıyor. ENISA IoT Güvenlik Uzmanları Grubu (IoTSEC) üyesi olan Kaspersky Lab, uzman düzeyinde tavsiyelerde bulunarak önceki raporun hazırlanmasına da katkıda bulundu.

“Akıllı Üretim Alanında Nesnelerin İnterneti Güvenliği İçin Doğru Uygulamalar” adlı raporun tamamını burada bulabilirsiniz.

Kasperksy Lab’in endüstriyel siber güvenlik alanındaki uzmanlığı hakkında daha fazla bilgi edinmek için ics.kaspersky.com adresini ziyaret edebilirsiniz.

Acer Yeni Chromebook Modelini CES’te Tanıttı

Acer’ın Radeon Grafikli Çok Yönlü AMD A-Serisi İşlemcilere Sahip İlk Chromebook Modeli Chromebook 315, 15,6 inç IPS ekranı ve 10 saatlik pil ömrüyle dikkat çekiyor.

  • Yenilenen 7. Nesil AMD A6-9220C veya A4-9120C işlemciler ile donatılan Radeon™ grafikliAcer Chromebook 315, 15,6 inç boyutundaki etkileyici ekranıyla iş ve eğlence için ideal, akıcı ve yüksek performanslı internet deneyimi sunuyor.
  • 10 saatlik pil ömrü[i] sayesinde tüm gün iş, ödev ve eğlence için kullanılabiliyor.
  • Klavyeyi çevreleyen yukarı dönük hoparlörlerin sunduğu etkileyici ses kalitesi, geniş ekranla bir bütün oluşturarak yoğun bir eğlence deneyimi sunuyor.
  • Acer Chromebook 315’in yan taraflarında bulunan iki adet USB 3.1 Type-C girişi sayesinde şarj, veri aktarımı ve ekran bağlamak kolaylaşıyor.

Acer, ödüllü 15,6 inç Chromebook serisini AMD tabanlı ilk Chromebook modeli olan Acer Chromebook 315 ile genişletti. Radeon grafikli 7. Nesil AMD A6-9220C veya A4-9120C işlemcilerden güç alan ürün, yüksek performans gerektiren uygulamaların üstesinden gelebiliyor, aynı anda çok sayıda sekme ve uzantıyla çalışabiliyor ve 10 saatlik pil ömrü ile tüm gün kullanım imkanı veriyor.

Acer Chromebook 315, üstün performansa ek olarak iş ve okul için üretkenliği artıran Full HD 15,6 inç IPS[1] ekrana sahip. Video yayınlarını, internet üzerindeki oyunları ve uygulamaları canlı görüntülerle sunan ekran, dokunmatik ve dokunmatik olmayan model seçenekleriyle geliyor (CB315-2HT/CB315-2H).

“15,6 inç Chromebook, Acer Chromebook serisinin mihenk taşlarından biri oldu.” diyen Acer Inc. BT Ürünleri İş Birimi Kurumsal ve Dönüştürülebilir Dizüstü Bilgisayarlar Genel Müdürü James Lin, sözlerine şöyle devam etti: “Acer Chromebook 315; 15,6 inç boyutunda dev ekran, harika hoparlörler ve şık tasarım gibi serinin temel özelliklerini üzerinde taşıyor. Şimdi, sayısı her geçen gün artan ve birçok öğrenci, aile ve kurumsal kullanıcının alıştığı Chrome ve Android™ uygulamalarını zahmetsizce çalıştırabilen AMD işlemciler ve Radeon grafiklere de yer veriliyor.”

Radeon Grafikli Güçlü AMD A-Serisi İşlemciler ile Aynı Anda Çok Sayıda İşlem

Radeon grafikli 7. Nesil AMD A-Serisi işlemcilerle donatılan Acer Chromebook 315; iki ayrı yapılandırmayla hızlı ve verimli kullanım imkanı sunuyor. Yapılandırma seçenekleri arasında, yonga üzerine sistem tasarımlı AMD A6-9220C APU ve A4-9120C APU kullanan modeller bulunuyor. Chromebook’larda bulunan yeni AMD A-Serisi işlemciler, kullanıcıların 10 saate1 kadar kesintisiz bir şekilde video izlemesine, en yeni uygulamaları kullanmasına, internet üzerindeki oyunları oynamasına ve web sitelerini zahmetsizce gezmesine olanak veriyor. Acer Chromebook 315 ayrıca eğlence, üretkenlik, bağlantı ve daha fazlası için Google Play™’deki milyonlarca Android uygulamasını da destekliyor.

“AMD’nin ürün portföyünü AMD destekli Chromebook modelleriyle genişletmekten gurur duyuyoruz.” diyen AMD İstemci Bilgi İşlem Bölümü Genel Müdürü ve Kıdemli Başkan Yardımcısı Saeid Moshkelani, sözlerini şöyle sürdürdü: “AMD A-serisi işlemcilerden güç alan yeni Acer Chromebook 315, tüketicilerin daha kısa zamanda daha fazla şey yapmasına olanak tanıyarak en iyi Chromebook deneyimlerinden birini yaşatacak. Google ve Acer ile yaptığımız iş birliği sayesinde, AMD destekli Chromebook’lar birinci sınıf eğlence ve üst düzey üretkenlik özellikleri sunmalarının yanı sıra Chromebook sınıfının en iyi tasarımına sahipler.”

Kristal Netliğinde Ses ve Görüntü

15,6 inç boyundaki net ve canlı Full HD 1920 x 1080 ekran, tarayıcıları yan yana açmak, video yayınlarını tüm ayrıntılarıyla izlemek ve çevrimiçi oyun oynamak için ideal. Kullanıcılar daha fazla ekran alanı ve aynı anda birden fazla sekme ve uygulama açma imkanı sayesinde üretkenliklerini koruyor. IPS ekranla elde edilen 178 derece izleme açısı sayesinde ise slayt gösterilerini kolayca sunabiliyor, içerik ve hatta video görüşmeleri paylaşılabiliyor. HD web kamerası, 88 derecelik görüş açısıyla grup halindeki kişileri de kapsayabiliyor. Bunlara ek olarak, HDR görüntüleme ve dahili mikrofon sayesinde hem ses hem de görüntü kristal netliğinde sunuluyor.

Acer Chromebook 315’in klavyeyi çevreleyen iki adet yukarıya dönük hoparlörü net ve kaliteli ses veriyor. Yüksek tanımlı seslere destek veren hoparlörler, daha geniş ses seviyesi ve frekans aralığı sunuyor.

Acer Chromebook 315, geniş boyutları sayesinde dokunmatik ekranlı modellerinde tam boyutlu, arka aydınlatmalı bir klavyeye ve büyük bir touchpad’e yer veriyor.

Mükemmel Bağlantı Seçenekleri, Şık ve Taşınabilir Tasarım

Acer Chromebook 315’in tasarımı zengin bağlantı seçeneklerine de yer ayırıyor. Her biri cihazın bir yanında bulunan iki adet USB Type-C Gen 1 girişi hızlı veri aktarımı, şarj ve ekran çıkışı için rahatlıkla kullanılabiliyor. Üründe 2×2 MIMO teknolojisini kullanan hızlı WiFi 802.11ac kablosuz bağlantı özelliği bulunuyor. Kullanıcılar Bluetooth 4.2, iki adet USB 3.0 girişi ve kombo kulaklık ve hoparlör jakı ile çevre birimlerini bağlayabiliyor.

Şık bir IMR üst kapağa ve bilek koyma yerine sahip olan Acer Chromebook 315, ev ve ofis arasında rahatça taşıyabileceğiniz kadar hafif ve dayanıklı. 1,72 kg (3,79 pound) ağırlığındaki ürün, 380,54 G x 256,28 D x 19,95 Y mm (14,98 G x 10,09 D x 0,79 Y inç) boyutlarında.

Ebeveynler için Kolay Paylaşım ve Yönetim

Yeni Acer Chromebook 315 yalnızca kullanım kolaylığı sunmakla kalmıyor ayrıca birden fazla kullanıcıyla kolayca paylaşılabiliyor. Kullanıcılar Gmail, Google Docs, uygulamalar, eklentiler, yer imleri ve daha fazlasına erişmek için Google hesaplarına giriş yapabiliyor. Chromebook’lar Google’ın, sürekli gelişen internet tehditlerine karşı koruma için çok katmanlı güvenlik önlemleri alan ve otomatik güncellenen[2] Chrome OS platformunu kullanıyor.

Chromebook’larda bulunan yeni Family Link uygulaması sayesinde ebeveynler, interneti keşfeden çocukları için kolaylıkla dijital kurallar koyabiliyor. Anne babalar ekran başında geçirilecek süre için sınır belirleyebiliyor, çocuklarının kullanabileceği web sitelerini ve uygulamaları ayarlayabiliyor ve Acer Chromebook 315’deki denetlenen hesapları uzaktan kilitleyebiliyor.

Fiyat ve Bulunabilirlik

Acer Chromebook 315, dokunmatik (CB315-2HT) veya dokunmatik olmayan (CB315-2H) ekran seçeneklerine sahip modeller halinde, 8 GB’a kadar RAM ve 32 GB eMMC depolama özellikleriyle piyasaya çıkacak. Yeni seri, Şubat ayında Kuzey Amerika’da 279,99 $’dan ve Nisan ayında EMEA (Avrupa, Orta Doğu ve Afrika) bölgesinde 349 €’dan başlayan fiyatlarla satışa sunulacak.

Teknik özellikler, fiyatlar ve bulunabilirlik bölgeye göre değişiklik gösterebilir.

Belirli pazarlardaki bulunabilirlik, ürün özellikleri ve fiyatlar hakkında daha fazla bilgi için www.acer.com adresi üzerinden en yakın Acer ofisiyle iletişime geçebilirsiniz.

 

[1] Burada bahsedilen tüm markalar ve ürün adları ilgili şirketlerin ticari markalarıdır ve yalnızca ürünleri anlatmak veya tanımlamak için kullanılmaktadır.

[2] İnternet bağlantısı gereklidir.


[i] Pil ömrü modele veya yapılandırmaya göre değişiklik gösterebilir Google’ın LoadTest güç testine göre. (http://www.chromium.org/chromium-os/testing/power-testing)

Gerçek pil ömrü modele, yapılandırmaya (depolama kapasitesi, RAM kapasitesi, kullanılan işlemci, ekran türü ve çözünürlüğü vb. dahil), uygulamalara, güç yönetimi ayarlarına, çalışma koşullarına ve yararlanılan özelliklere göre değişiklik gösterir.

Telekomünikasyon Sektörünü 2019’da neler bekliyor?

Serbest Telekomünikasyon İşletmecileri Derneği (TELKODER) telekomünikasyon sektörünün 2018 yılını değerlendirerek 2019 yılı öngörülerini paylaştı. Dernekten yapılan açıklamada elektronik haberleşme alanında hem ekonomik hem de düzenleme-mevzuat açısından büyük sorunlar olduğuna dikkat çekilirken 2019’da hızla ve kökten düzenlemeler yapılmazsa 3-4 yıl sonra çok geç kalınacağının da altı çiziliyor. Fiber altyapı, sabit ses trafiği, internet erişimi, veri merkezleri ve uydu haberleşme konularında önemli kararların hayata geçirilmesini beklediklerini aktaran TELKODER Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Ata Arıak, sektördeki rekabet koşullarının iyileştirilmesinin sektörün büyümesini destekleyeceğini vurguluyor.

Elektronik haberleşme alanında 2018 yılında yaşanan gelişmeleri değerlendiren ve sektörün 2019’da pek çok konuda çözüm beklediğini aktaran TELKODER Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Ata Arıak, önümüzdeki yıl sektör temsilcilerinin ele alması gereken konuları ve TELKODER’in çözüm önerilerini paylaştı.

Rekabet ve Büyüyememe Sorunu Giderilmeli

2018’e ve geçtiğimiz yıllara bakıldığında sektörde uzun yıllardır önemli bir büyüme yakalanmadığını paylaşan Arıak: “Açıklanan sektör raporları gelirlerin arttığını gösteriyor fakat bu gelirlerden enflasyon etkisini çıkardığımızda gelirlerin 2003 yılından 2017 yılına kadar 15 milyar TL seviyesini geçmediği görülüyor.Burada açık bir şekilde büyüyememe sorunumuz bulunuyor. Sektörümüzün üçte ikisini oluşturan halka açık şirketlerimizin toplam piyasa değerleri 26 milyar dolarlardan, 6-7 milyar dolarlara kadar gerilemiş durumda. Bu gerilemede dövizin değer kazanmasının etkisi elbette var ama son ekonomik sıkıntının başlamasından önce Haziran 2018’de 9,74 milyar dolar olan piyasa değeri, beş buçuk yıl önce Aralık 2012’de 26,25 milyar dolardı. Bununla birlikte 2017 yılında alternatif işletmecilerin toplam gelirden aldıkları pay yaklaşık olarak %8 oldu. Bu oran AB ortalamasının çok gerisinde. Bu durum hem rekabet açısından hem de firma çeşitliliği açısından yapılacak çok iş olduğunu gösteriyor. 2019’da sektörümüzü büyütecek adımların her zaman destekçisi ve savunucusu olacağız.”

2019’da Fiber Altyapı Yatırımları Hızlanmalı

Elektronik haberleşme açısından oldukça büyük bir öneme sahip olan fiber altyapının Türkiye’de yetersiz olduğu tüm çevrelerce biliniyor. Fiber altyapının paylaşılması noktasında etkin çözümler sunulmaması da sektörün gelişimini engelliyor. Arıak, Türkiye’de yaklaşık 340.000 km uzunluğa sahip fiber şebekenin neredeyse %80’inin Türk Telekom’a ait olduğunu ve başta Türk Telekom olmak üzere şirketlerin fiber altyapılarını birbirine ücreti karşılığında kiralamaları halinde fiber altyapı sorununun %80 oranında çözülebileceğini ifade ediyor. Türk Telekom’un ve diğer işletmecilerin ellerindeki altyapıları birbirine kullandırmaları için; TELKODER, Türk Telekom, Turkcell, Vodafone ve Türksat arasında Mayıs 2018’de imzalanan protokolün gereğinin hızla hayata geçirilmesi ve bu konuda siyasi bir sahiplenmenin ortaya konması gerekiyor.

Sabit Ses Trafiğinde Yaşanan Büyük Düşüşün Önüne Geçilmeli

Toplam ses trafiği içindeki sabit ses trafiği oranının da 2009 yılından bu yana ciddi biçimde düştüğü vurgulanan açıklamada 2009 yılında toplam trafiğin %82,5’i mobil, %17,4’ü sabit ses iken 2018 ikinci çeyreği sonunda sabit ses trafiğinin oranının %2,45’e gerilediği aktarılıyor. İngiltere’de sabit trafik oranı %31, mobil trafik %69, Almanya’da sabit trafik oranı %52,6 mobil trafik oranı %47,5 olarak gerçekleşiyor. Türkiye’de sabit ses trafiğindeki hızlı düşüş büyük ekonomik kayıplara ve yatırımların boşa gitmesine neden oluyor. TELKODER Sabit ses trafiğinde yaşanan düşüşlerin ciddiyetle ele alınarak incelenmesi ve önlenmesi gerektiğinin altını çiziyor.

Veri Merkezi İşletmeciliği Bölgesel ve Küresel Ölçekte Gelişmeli

2019’da elektronik haberleşme sektöründe ele alınması gereken bir diğer konu ise veri merkezi işletmeciliğinin bölgesel ve küresel ölçekte geliştirilmesi. Ülkemizin verisinin ülkemizde tutulması gerektiği hem kamu hem de özel sektör tarafından kabul ediliyor. Kişi ve ülke olarak verilerimizin ağır bir risk altında olması da bu çalışmaların hızla hayata geçirilmesini zorunlu kılıyor. Bu nedenle önümüzdeki yıl yerli veri merkezlerinin desteklenmesi ve yerli internet değişim noktalarının kurulması sektörün önemli gündem maddeleri arasında yer alıyor. TELKODER’in veri merkezi işletmeciliğinin geliştirilmesi için sunduğu öneriler ise şöyle:

  • Veri merkezi işletmecisi tanımı mer’i mevzuatta yerini almalı ve ihtiyaç duyulan diğer mevzuat değişiklikleri en kısa sürede gerçekleştirilmeli.
  • Veri merkezlerine “Cazibe Merkezleri Programı” kapsamında sağlanan destek ve teşvikler ülke geneline yaygınlaştırılmalı ve beyaz alan sınırlaması kaldırılmalı.
  • Telekomünikasyon sektörümüzün bölgesel bir merkez olabilmesi için tüm erişim sağlayıcıların katılımının zorunlu olacağı (başta Türk Telekom olmak üzere) birden fazla internet değişim noktasının kurulması bir an önce gerçekleştirilmeli.

Uydu Haberleşme Hizmetlerinin Önü Açılmalı

Yapılan açıklamada Türkiye’de uydu haberleşme sektörünün ihmal edildiğinin de altı çiziliyor. Telekomünikasyon hizmetlerinde dünya ortalamasına ulaşmak için uydu hizmetlerimizi 10 kat büyütmemiz gerekiyor diyen Arıak piyasayı büyütücü tedbirler alınması gerektiğini dile getiriyor. Arıak: “Uydu sektörümüz ve bu sektörün içinde yer alan Türksat, yerel ve küresel piyasalardaki fırsatları kaçırmaya itiliyor. Yeni teknolojilere ve yaşanan değişimlere ayak uydurabilmek için gerekli adımlar ivedilikle atılmalıyız. 406 sayılı Kanunda yer alan ilgili maddeye göre, TSK, Bakanlıklar, AFAD gibi bütün kamu kurum ve kuruluşlarının uydu üzerinden ihtiyaç duydukları hizmetleri sadece Türksat’tan alabiliyor. Kamu hizmet alımlarında uydu haberleşme hizmetlerine yönelik kısıtlamalar getirilmemeli. Uydu haberleşme sektörünün gelişmesini engelleyici tutumlardan vazgeçilmeli, mevcut durumu iyileştirmek için ihtiyaç duyulan yasal düzenlemeler hayata geçirilmelidir.” şeklinde değerlendirmelerde bulunuyor. TELKODER’in uydu haberleşme sektörünün gelişmesi için sunduğu çözümler ise şöyle:

  • Türksat’ın uydu alanında hem toptan hem de perakende pazarda faaliyet göstermesi ve sektörün gelişmesine engel olan ayrıcalıklı durumu devam ettirilmemeli.
  • Kamu hizmet alımlarında uydu haberleşme hizmetlerine yönelik kısıtlamalar getirilmemeli.
  • Türkiye, uydu haberleşme hizmetleriyle ilgili uluslararası işbirliklerinin içinde bulunmalı.

CES 2019: Yeni HyperX Ürünleri Oyun Performansını ve Konforunu Üst Seviyelere Taşıyor

HyperX Cloud Orbit ve Cloud Orbit S Kulaklıklar, HyperX Quadcast Mikrofon ve HyperX Predator DDR4 RGB 16 GB Modülleri Oyun Deneyimlerini Her Açıdan Zenginleştiriyor

Kingston Technology Company, Inc.’in oyunculara yönelik bölümü olan HyperX, ödüllü ürün serilerini HyperX Quadcast Bağımsız Mikrofon, HyperX Predator DDR4 RGB 16 GB modüller, Audeze™ ve WavesÒ Teknolojilerine sahip yeni HyperX Cloud Orbit ve Cloud Orbit S Kulaklıklar ile genişletiyor. Bu ürünlerini CES 2019’da fuarında ziyaretçilerle buluşturan HyperX ayrıca Pulsefire RGB gaming mouse’unu ve HyperX Cloud Alpha Purple Edition kulaklığını da duyurdu.

“HyperX’in her seviyeden oyuncuya yüksek performanslı oyun ürünleri sunma kararlılığını göstermesi için CES’ten daha büyük bir fırsat yok.” diyen HyperX Başkan Yardımcısı Mark Leathem, “İster kendinizi bir Battle Royale oyununa kaptırın, ister arkadaşlarınızla basketbol maçı yapın veya Nintendo Switch, PlayStation ya da Xbox’taki bir dövüş oyununda mücadele verin yüksek performanslı yeni HyperX ürünleri oyun deneyiminizi çok daha iyi hale getirecek.” diyor.

Her seviyeden oyuncunun oyun deneyimini iyileştirmek için tasarlanan yeni HyperX ürünleri konfor, performans ve kontrolü yeni seviyelere taşıyor.

  • HyperX Quadcast Bağımsız MikrofonHyperX Quadcast; PC, PlayStation 4 ve Mac kullanan profesyonel ve gelecek vadeden yayıncıların ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde tasarlanan bağımsız bir mikrofon. QuadCast’te titreşim önleyici bir montaj parçası, kolay erişilebilen kazanım kontrol ayarı, arasından tercih yapılabilen dört adet kutup dizilimi ve yayın durumunu gösteren kullanışlı LED ışıkla birlikte tek dokunuşta ses kesme özelliği bulunuyor. Sesleri kristal netliğinde yakalayan Quadcast, yayıncılar ile izleyicilerini daha önce görülmemiş bir şekilde bağlıyor.
  • HyperX Predator DDR4 RGB 16 GB Modül: HyperX Predator DDR4 RGB şimdi 3000 MHz ve 3200 MHz hızlarındaki 16 GB modüller halinde sunuluyor. Bu modüller ikili ve dörtlü kitler şeklinde 64 GB’a kadar kapasite sağlıyor. Predator DDR4 RGB, HyperX Infrared Sync teknolojisi sayesinde sahip olduğu senkronize RGB aydınlatma özelliğiyle birden fazla modülün LED aydınlatmasını senkronize edilebiliyor, olağanüstü renk ve desenler oluşturulabiliyor. Doğrudan anakarttan güç alan bu patentli teknoloji, oyun ve hız aşırtma PC’leri ve kendi sistemlerini kuranlar için RGB belleklerle gelişmiş bir görsel deneyim sunuyor.
  • HyperX Cloud Orbit ve Cloud Orbit S Kulaklıklar:Cloud Orbit ve Cloud Orbit S, hassas sesler elde etmek için Audeze’nin patentli 100 mm Planar Magnetic sürücülerini kullanan ilk HyperX oyuncu kulaklıkları oldu. Waves NxÒ 3D ses teknolojisi, sinema benzeri çevreleyici ses deneyimini oyunlara taşıyor. Waves NxÒkafa takip teknolojisine yer veren Cloud Orbit S, kullanıcının kafa hareketlerini saniyede 1000 kez takip ederek 360 derecelik gerçekçi ve kararlı bir ses ortamı oluşturuyor. Audeze ve Waves teknolojileriyle donatılan HyperX oyuncu kulaklıkları, daha önce yalnızca ses tutkunlarına yönelik kulaklıklarda bulunan teknolojilerle ses kalitesini bir üst seviyeye taşıyor.
  • HyperX Pulsefire Raid RGB Oyuncu Mouse: HyperX Pulsefire Raid RGB mouse, tuş atamak veya çeşitli komutları kullanmak için fazladan düğmeye ihtiyaç duyan oyuncular için tasarlanıyor. 16.000 DPI’a kadar ayar seçeneğiyle hassaslık ve hız için Pixart 3389 sensörünü kullanan HyperX Pulsefire Raid’de 11 adet programlanabilir düğme bulunuyor. Oyuncular değiştirdikleri DPI ayarlarını LED göstergede görebiliyor. Bunlara ek olarak mouse’ta 20 milyon tıklamaya dayanabilen Omron anahtarları bulunuyor. Pulsefire Raid hızlanma olmayan, doğru, akıcı ve duyarlı bir mouse kullanımı için geliştiriliyor. HyperX NGenuity yazılımı sayesinde oyuncular 11 adet programlanabilir tuşa kendi makro işlevlerini atayabiliyor ve bunları makro arşivine kaydedebiliyor.
  • HyperX Cloud Alpha Purple Edition: Cloud Alpha Purple Edition, oyun içi sesleri inanılmaz frekans aralığı ve ton ile hassas bir şekilde sunmak için HyperX çift odacık teknolojisinden yararlanıyor. 50 mm sürücülere yer veren bu iki odacık, bas sesleri orta ve yüksek frekanslı seslerden ayırarak oyunları, müzikleri ve filmleri etkileyici hale getiren dinamik sesler oluşturuyor. HyperX’in özel hafızalı köpüğü, daha yumuşak suni deriden geniş kafa bandı, dayanıklı ve hafif alüminyum çerçeve tasarımıyla Cloud Alpha, uzun oyun maratonlarında üst düzey rahatlık sunmak için tasarlanıyor. Üzerinde ses kontrol düğmeleri bulunan ayrılabilir kablo sayesinde konsol oyuncuları, çok sayıda platforma uyumlu olan kulaklığın kablosu üzerinden ses seviyesini ayarlayıp mikrofonu kapatabiliyor.
  • HyperX Cloud MIX Artık Daha Fazla Yerde: Öncelikle ABD’de piyasaya çıkan HyperX Cloud MIX şimdi tüm dünyaya yayılıyor.HyperX Çift Odacık Teknolojisi ve 40 mm sürücülerle canlı ve doğru sesler sunan Cloud MIX, konsol ve PC oyunları için kablolu bağlantı ve seyahat halindeyken eğlence için de Bluetooth seçeneği isteyen oyuncular için tasarlanıyor. Hi-Res Audio sertifikalı Cloud Mix, 40.000 MHz’e kadar yüksek tanımlı ses gereksinimlerini karşılıyor. Ayrılabilir, örgülü bir kabloya sahip olan Cloud MIX, 3,5 mm girişine sahip platformlara kabloyla bağlanırken Bluetooth özellikli medya cihazlarıyla ise kablosuz modda 20 saate kadar kullanım imkanı sunuyor. Kablo çıkarılıp Bluetooth ile bir telefona veya cihaza bağlandığında, Cloud MIX günlük yaşama uygun bir kulaklığa dönüşüyor.

Yeni HyperX ürünleri; CES Unveiled, Pepcom Digital Experience süresince CES’te ve 7-10 Ocak tarihleri arasında Venetian Hotel’deki HyperX demo alanında (Tower Suite #30-236) sergilenecek.

HyperX Quadcast Bağımsız Mikrofon Teknik Özellikleri

Mikrofon

Güç tüketimi: 5V 125mA

Örnek/bit hızı: 48kHz/16-bit

Öğe: Elektret kondansatörlü mikrofon

Kondansatör türü: Üç adet 14 mm kondansatör

Kutup dizilimi: Stereo, Çok Yönlü, Kardiyot, Çift Yönlü

Frekans tepkisi: 20Hz – 20kHz

Duyarlılık: -36dB (1V/Pa 1kHz’de)

Kablo uzunluğu: 3m

Ağırlık:

•Mikrofon: 254g

•Darbeye dayanıklı montaj parçası ve stant: 364g

•USB kablosuyla birlikte toplam: 710g

Kulaklık Çıkışı

Özdirenç: 32 Ω

Frekans tepkisi: 20Hz – 20kHz

Maksimum güç çıkışı: 7mW

THD: ≤ 0.05% (1kHz/0dBFS)

SNR: ≥ 90dB (1kHZ, RL=∞)

HyperX Predator DDR4 RGB 16 GB Modül Teknik Özellikleri

Ürün Numarası Frekans Zamanlamalar Voltaj Kapasite MSRP
HX430C15PB3A/16 3000MHz 15-17-17 1,35 V 16GB 167 $
HX430C15PB3AK2/32 3000MHz 15-17-17 1,35 V 32GB (2’li kit) 334 $
HX430C15PB3AK4/64 3000MHz 15-17-17 1,35 V 64GB (4’lü kit) 667 $
HX432C16PB3A/16 3200MHz 16-18-18 1,35 V 16GB 170 $
HX432C16PB3AK2/32 3200MHz 16-18-18 1,35 V 32GB (2’li kit) 339 $
HX432C16PB3AK2/64 3200MHz 16-18-18 1,35 V 64GB (4’lü kit) 677 $

Kapasiteler

Tekli: 16GB (2’li kit) 32GB (4’lü kit) 64GB

Frekanslar: 3000MHz, 3200MHz

Çalışma Sıcaklığı: 0°C ila 70°C

Boyutlar: 133,35mm x 42,2m

CES’te tanıtılan Acer Predator Triton 900 ve 500 masaüstü oyuncu bilgisayarlarıyla yarışıyor

Dönüştürülebilir Yeni Predator Triton 900, yeni NVIDIA GeForce RTX 2080 GPU’ya yer veriyor

Acer yeniden tasarladığı iki yeni Windows 10 oyuncu dizüstü bilgisayarını CES 2019’da tanıttı; ince tasarımı, 17 inçlik 4K çözünürlüklü dönüştürülebilir ekranı ve yüksek performansı ile dikkat çeken Predator Triton 900 ve yalnızca 17,9 mm (0,70 inç) inceliğindeki 15 inçlik tamamen metal oyun canavarı Predator Triton 500. Her iki dizüstü bilgisayar da yeni ve işlevsel tasarımları ile oyuncu masaüstü bilgisayarlarıyla yarışan güçlü donanımları bir araya getiriyor.

“İşlem gücünden ödün vermeden daha fazla kullanım şekli sunan tasarımlara sahip oyuncu dizüstü bilgisayarları geliştirmek için sınırları zorluyoruz.” diyen Acer Tüketici Dizüstü Bilgisayarları ve BT Ürünleri İş Birimi Genel Müdürü Jerry Hou, sözlerini şöyle sürdürdü: “Predator Triton 900’ün türünün tek örneği olan katlanabilir ekranı birden fazla oynanış senaryosu sunuyor. Triton 500 ise her yerde oyun oynamak isteyenler için ince ve tamamen metal bir gövdede üstün oyun performansı sağlıyor.”

NVIDIA GeForce OEM Genel Müdürü Kaustubh Sanghani, “Yeni GeForce RTX 2080 GPU’muzun Acer’ın dizüstü bilgisayarlarda yeni oyun deneyimleri sunmasına yardımcı olmasından heyecan duyuyoruz. Gerçek zamanlı ray tracing ve yeni nesil ultra hızlı GDDR6 bellek gibi çığır açan teknolojiler sayesinde, sağlam ve zengin özelliklere sahip bir oyun platformu arayan oyuncular Predator Triton 900’ü rahatlıkla tercih edebilir.” dedi.

Intel Müşteri Bilgisayar Grubu Başkan Yardımcısı Chris Walker, “8. Nesil Intel Core H-serisi işlemciler, endüstri lideri dizüstü bilgisayar işlem performansı ile teknolojilerini bir araya getiren eksiksiz bir platform şeklinde tasarlandı. CPU performansı, en iyi oyun deneyimini sunmak için önemli. Yeni Predator Triton oyuncu dizüstü bilgisayarları da bu performansı ve sağlam platformu yenilikçi tasarımlarla göz önüne seriyor.” dedi.

Predator Triton 900 ve 500, hava akımını yüzde 45 artıran 4. Nesil AeroBlade™ 3D metal fanlara ve uzun oyun maratonlarında ve yüksek performans gerektiren AAA yapımlarda dizüstü bilgisayarı serin tutan Coolboost™ teknolojisine sahip gelişmiş soğutma sistemleriyle oyunculara yönelik olduğunu kanıtlıyor.

Predator Triton 900; Dönüştürülebilen Oyuncu Dizüstü Bilgisayarların Evrimi

Predator Triton 900 yenilikçi tasarım özelliklerine sahip yepyeni biçimiyle dikkat çeken bir oyuncu dizüstü bilgisayarı. Üründe 17 inç ekranı katlayabilen, uzatabilen veya saklayabilen CNC ile işlenmiş Ezel Aero Hinge™ menteşe bulunuyor. Kullanıcılar dört farklı kullanım modu arasından tercih yapabiliyor: Oyun maratonlarında ekranı arkadaşlarınızla paylaşmak için ekran modunu, dokunmatik ekranda oyun için Ezel modunu, geleneksel oynanış için dizüstü bilgisayar modunu ve oyun veya tasarım araçları için Triton 900’ü tablete dönüştüren stant modunu kullanabilirsiniz. Triton 900 serisinin trackpad’i klavyenin yanında bulunuyor. Böylece kullanıcılar hem klavye hem de trackpad ile oyun oynarken ellerini daha doğal bir şekilde yerleştirebiliyor. Trackpad yalnızca 23,75 mm (0,94 inç) inceliğinde.

Yeni NVIDIA® GeForce RTX 2080™ grafik işlemcisi ve NVIDIA G-SYNC™ teknolojisine sahip 4K IPS[1]ekranla donatılan Predator Triton 900, sınıfının en iyi oyun deneyimini oyunculara rahatlıkla sunuyor. Yüksek performanslı 6 çekirdekli 8. Nesil Intel® Core™ i7 modellerine kadar işlemci seçenekleri, NVMe PCIe RAID 0 SSD’ler ve 32 GB’a kadar DDR4 bellekler sayesinde oyuncular, en yüksek performansı gerektiren oyunları akıcı ve görüntü yırtılması olmadan oynayabiliyor. Cihaz, kullanıcıların sevdikleri PC oyunlarını Windows 10’da Xbox kolu ile oynamasına imkan veren Xbox kablosuz alıcısıyla birlikte geliyor. Waves özelliklerine sahip sesler ise paketi tamamlıyor. Üstün ses kalitesi sunan Waves Maxx ile birlikte gerçekçi 3D ses deneyimi için Waves Nx kafa takip özelliği yer alıyor.

 

Yeni Predator Triton 500 Daha İnce ve Daha Güçlü

Predator Triton 500, 17,9 mm (0,70 inç) inceliğinde ve 2,1 kg (4,6 lbs.) ağırlığındaki yapısıyla öne çıkan güçlü bir 15,6 inç Full HD oyuncu dizüstü bilgisayarı. Tamamen metal, dayanıklı bir kasaya sahip olan ürün yalnızca 6,3 mm olan ince çerçeveleriyle %81’lik gövde ekran oranına ulaşıyor. İnce yapılı Triton 500, sırt çantasına veya evrak çantasına kolayca sığabiliyor. Çantadan çıkardığınızda ise bir oyun canavarına dönüşüyor. 8 saate varan pil ömrü[2] sayesinde oyuncular favori oyunlarını ister yolda ister dışarıda arkadaşlarıyla oynayabiliyor.

Predator Triton 500’de, Max-Q tasarımlı NVIDIA GeForce RTX 2080’e kadar uzanan GPU seçenekleri, 8. Nesil Intel Core i7 modellerine kadar işlemciler, NVMe PCIe RAID 0 SSD’ler ve 32 GB’a kadar DDR4 bellek bulunuyor. Hız aşırtılabilen ve VR için hazır olan grafik işlemci, oyuncuların en son teknoloji oyunların ve VR deneyimlerinin tadını çıkarmasını sağlıyor. 15,6 inç boyutunda ve 300 nit parlaklığındaki IPS ekran, 3 ms hızlandırmada 144 Hz ile oyunlara hayat veriyor. NVIDIA G-SYNC teknolojisi[3] oyun oynarken veya film izlerken akıcı görüntüler oluşturuyor.

Akıllı Telefondan Kontrol İmkanı

Bu yıl içinde çıkacak olan PredatorSense mobil uygulaması[4], Predator bilgisayarları akıllı telefon üzerinden kontrol etme imkanı sunuyor. Uygulama ile hız aşırtma ayarları, fan hızları, aydınlatma ve ses modları kontrol edilebiliyor. Kullanıcılar uygulama üzerinden bilgisayardaki aktif aydınlatma profillerini görebilir veya bunları uzaktan değiştirebilir. Ayrıca, fiziksel kısayol tuşları özel makrolar atanabilir ve kontrol edilebilir.

Triton 900 ayrıca League of Legends oyuncularına yönelik Predator RGB Assault uygulamasına da destek veriyor. Bu uygulama, oyundaki karakterler becerilerini kullandığında klavyede önceden belirlenmiş aydınlatma efektlerinin görülmesini sağlıyor. Kullanıcılar karakterlerinin her becerisi için ayrı efekt belirleyebiliyor.

Fiyat ve Bulunabilirlik

Predator Triton 900, Mart ayında Kuzey Amerika’da 3999 $’dan, Mart ayında EMEA (Avrupa, Orta Doğu ve Afrika) bölgesinde 4199 €’dan, Mart ayında Çin’de 39.999 ¥’dan başlayan fiyatlarla satışa sunulacak.

Predator Triton 500, Şubat ayında Kuzey Amerika’da 1799 $’dan, Şubat ayında EMEA (Avrupa, Orta Doğu ve Afrika) bölgesinde 1999 €’dan, Ocak ayında Çin’de 16.999 ¥’dan başlayan fiyatlarla satışa sunulacak.

Teknik özellikler, fiyatlar ve bulunabilirlik bölgeye göre değişiklik gösterebilir. Belirli pazarlardaki bulunabilirlik, ürün özellikleri ve fiyatlar hakkında daha fazla bilgi için lütfen www.acer.com adresi üzerinden en yakın Acer ofisiyle iletişime geçin.

 

[1] Burada bahsedilen tüm markalar ve ürün adları ilgili şirketlerin ticari markalarıdır ve yalnızca ürünleri anlatmak veya tanımlamak için kullanılmaktadır

[2] 8 saat pil ömrü, NVIDIA GeForce RTX 2070 / 2060 GPU’lara sahip modeller için geçerlidir.

[3] Max-Q Design özelliğine sahip NVIDIA GeForce RTX 2080 GPU’ya sahip modeller için.

[4] Android sürümünün 2019’un ilk çeyreğinde, iOS sürümünün ise 2019’un ikinci çeyreğinde çıkması bekleniyor.

CES 2019 İnovasyon Ödülü Alan Yeni Acer Swift 7 Daha İnce ve Daha Hafif

  • Yüzde 92 ile sektörün en iyi ekran gövde oranına, Corning® Gorilla® Glass 6 dokunmatik ekranın dört kenarına yerleştirilen süper ince çerçevelerle ulaşıldı.
  • Verimlilik ve şıklık; 1 cm’den ince ve 1 kg’dan hafif olan Acer Swift 7, dayanıklı ve zarif tasarımlı magnezyum alaşım kasaya sahip.
  • En yeni 8. Nesil Intel® Core™ işlemciler hızlı performans sunmasının yanı sıra sessiz ve güvenilir fansız tasarımda 10 saate varan pil ömrü[1] sağlıyor.
  • Thunderbolt™ 3 desteği veren çift USB Type-C girişi, USB 3.1 ve DisplayPort 1.2 ile daha fazla cihaza bağlanma imkanı sunuluyor.
  • Uzay Siyahı ve Ay Taşı Beyazı olmak üzere iki harika renk seçeneğiyle geliyor.

Acer, ekranı öne çıkaran üst düzey bir kasaya sahip, olağanüstü ince ve hafif Swift 7’yi(SF714-52T) duyurdu. CES 2019 İnovasyon Ödülü’ne layık görülen 14 inç boyutundaki Swift 7, ultra ince çerçevesi sayesinde neredeyse sınırsız görünerek yüzde 92’lik inanılmaz bir ekran gövde oranına ulaşıyor. Dizüstü bilgisayarlarını gün boyunca yanında taşıyan ve sık seyahat eden profesyoneller, Windows 10 işletim sistemli 890 gr ağırlığındaki Swift 7’yi taşırken neredeyse ağırlık hissetmemeye bayılacaklar.

“Ultra ince bilgisayar tasarımını yeni bir alana taşıyan Acer Swift 7, sanat ve teknoloji arasında etkileyici bir denge kuruyor.” diyen Acer Tüketici Dizüstü Bilgisayarları ve BT Ürünleri İş Birimi Genel Müdürü Jerry Hou, sözlerini şöyle sürdürdü: “%92’lik inanılmaz ekran gövde oranı sayesinde Acer müşterileri, gün içinde veya seyahatlerde taşırken neredeyse hiç hissetmeyecekleri kompakt, ince ve hafif bir dizüstü bilgisayarla daha üretken olacak.”

“En son 8. Nesil Intel Core işlemcileri, fansız bir tasarımda zengin kullanıcı deneyimleri sunabilecek performansa ve pil ömrünü uzatan güç verimliliğine sahip eksiksiz bir platform oluşturmak için tasarladık.” diyen Intel Müşteri Bilgisayar Grubu Başkan Yardımcısı Chris Walker, sözlerine şu şekilde devam etti: “Yeni Swift 7’nin gösterdiği inovasyonda Acer ile birlikte çalışmak bizim için heyecan vericiydi.”

%92 Ekran Gövde Oranı Etkileyici Bir Deneyim Sunuyor

Tasarım ve mühendislik alanındaki gelişmelerle yeniden tasarlanan Swift 7, bir önceki modele göre çok daha küçük olan bir kasaya en son teknolojiyi sığdırmayı başarıyor. Dört kenarında da yalnızca 2,57 mm[2] inceliğinde çerçeve kullanılan tasarım, dizüstü bilgisayarın genişlik ve derinliğini 317,9 mm G x 191,5 mm D (12,51 inç G x 7,35 inç D) ölçülerine getirerek neredeyse tamamı ekran olan etkileyici bir deneyim sunuyor. Daha önceki modellerde olduğu gibi, Swift 7 (SF714-52T) de inanılmaz derecede ince ve hafif. Ürün 1 cm’nin altında kalınlığa (9,95 mm) ve 1 kg’ın altında (890 gram) ağırlığa sahip.

Swift 7 inanılmaz derecede ince ve hafif olmasına rağmen dayanıklı olmayı da başarıyor. Rahat taşınabilmesi için tasarlanan kasa, magnezyum lityum ve magnzeyum alüminyum alaşımlarından üretildi. Üretimde kullanılan malzemeler, aynı kalınlıktaki standart alüminyum alaşımlardan iki ila dört kat daha güçlü olmalarının yanı sıra yüzde 20 ila 35 daha hafifler. Bu da dizüstü bilgisayarın 1 kg’ın altında olmasını sağlıyor. Acer bunlara ek olarak, şık ve seramik benzeri bir yüzey oluşturmak için mikro-ark oksidasyonlu bir kaplama kullandı.

IPS[3] teknolojisine sahip, 14 inç, Full HD 1920×1080, dokunmatik ekran canlı ve kristal netliğinde görüntüler oluşturuyor ve dokunarak rahatlıkla kullanılabiliyor. %100 sRGB/%72 NTSC renk gamı ve 300 nit parlaklık sunan Swift 7, gelişmiş ekranıyla etkileyici deneyimler yaşatıyor. Ekran ayrıca Corning® Gorilla® Glass 6 katmanı sayesinde ekstra dayanıklılık kazanıyor.

Uzun Pil Ömrü ile Gün Boyu Süren Performans

Fansız bir tasarıma sahip olan Swift 7; sunumlar, tablolar ve hatta yoğun işlem gücü gerektiren tasarım araçlarında en yüksek performansı almanız için en yeni 8. Nesil Intel® Core™ i7-8500Y işlemciyle donatıldı. 512 GB kapasiteli, hızlı PCIe depolama sayesinde, kaydedilen büyük boyutlu dosyalara hızla erişilebiliyor. 16 GB LPDDR3 RAM ile de kullanıcılar aynı anda birden fazla işlemi akıcı bir şekilde yapabiliyor. 10 saatlik1 pil ömrü de Swift 7’yi akşama kadar rahatça kullanma olanağı sunuyor.

Thunderbolt 3 ve Gelişmiş WiFi ile Bağlantı

Kullanıcılar, 40 Gbps’e kadar yüksek bant genişliği hızının yanı sıra güç aktarımı ve ekran bağlantısı imkanı da veren Thunderbolt™ 3 destekli iki adet USB Type-C girişi ve USB 3.1 Gen 2 girişi ile birçok işlemi gerçekleştirebilecek. DisplayPort 1.2, 10 Gbps’e kadar hızlı veri aktarımı sağlıyor, yüksek çözünürlüklü harici ekranları destekliyor ve cihazları hızlı bir şekilde şarj edebiliyor. Acer Swift 7, 2×2 MU-MIMO teknolojisine sahip ve WiFi 5 özellikli Gigabit hızı sunabilen Intel Wireless-AC ile güvenilir ve süper hızlı internet bağlantısı sunuyor. Ayrıca Bluetooth 5.0 üzerinden cihazlara bağlanmak, kombo kulaklık ve hoparlör jakından da net sesler almak mümkün.

Olağanüstü Bir Deneyim için Kullanışlı Özellikler

Swift 7’nin tasarımı üst düzey profesyonellere olağanüstü bir deneyim sunuyor. İnce tuşlu klavyenin uygun dizilimi sayesinde kullanıcılar az hatayla metin yazabiliyor. 1,1 mm vuruş mesafesine sahip tuşlar hızlı kullanım imkanı veriyor. Ayrıca, klavyenin arka aydınlatması loş ışıklı ortamlarda yazı yazmayı kolaylaştırıyor.

Corning Gorilla Glass touchpad ise hassas ve hızlı kullanım sunuyor. Cam touchpad’de tıklama düğmesi, çoklu dokunma hareketleri desteği ve hızlı tepki veren fiziksel tıklama özelliği bulunuyor. Bunlara ek olarak, parmak izi sensörü görevi de gören güç düğmesi sayesinde cihazı çalıştırırken bir yandan da parolasız Windows Hello ile daha güvenli giriş yapılabiliyor.

Yeni Swift 7’de görüntülü görüşmeler ve video kaydı için kamera yer alıyor. Basınca açılan kamera, istenmeyen kullanımı önlemek ve gizliliği korumak için kapalı tutulabiliyor. 55 derece izleme açısına ve HDR özelliğine sahip olan kamera, birden fazla kişiyi içine alan geniş açılarda görüntü sağlayabiliyor.

Fiyat ve Bulunabilirlik

Dokunmatik ekranlı Acer Swift 7 (SF714-52T), 8 GB veya 16 GB LDDR3 RAM ve 256 GB veya 512 GB SSD PCIe depolama seçenekleriyle piyasaya çıkacak. Yeni Swift 7, Mayıs ayında Kuzey Amerika’da 1699 $’dan, Nisan ayında EMEA (Avrupa, Orta Doğu ve Afrika) bölgesinde 1799 €’dan, Nisan ayında Çin’de 14.999 ¥’dan başlayan fiyatlarla satışa sunulacak.

Teknik özellikler, fiyatlar ve bulunabilirlik bölgeye göre değişiklik gösterebilir. Belirli pazarlardaki bulunabilirlik, ürün özellikleri ve fiyatlar hakkında daha fazla bilgi içinwww.acer.com adresi üzerinden en yakın Acer ofisiyle iletişime geçebilirsiniz.

SAS’ın Türkiye ve Orta Asya Bölgelerinden Sorumlu Yeni Genel Müdürü Belli Oldu

SAS, Türkiye ve Orta Asya bölgelerinden sorumlu yeni Genel Müdürü olarak Tayfun Topkoç’u atadı. Türkiye ve Orta Doğu genelinde 20 yılı aşkın sektör deneyimi olan Topkoç, satış yönetimi ve iş geliştirme başta olmak üzere birçok alanda sahip olduğu uzman bilgiyle dikkat çekiyor. Topkoç’un SAS’ın Türkiye’de son yıllarda elde ettiği büyüme ivmesini artırarak sürdürmesi bekleniyor.

Daha önce Türkiye ve Orta Doğu genelinde önemli üst düzey yönetici pozisyonlarında görev yapan Topkoç, HP’de; HP Yazılım ve Çözümleri Orta Doğu Bölge Direktörü, HP Yazılım ve Çözümleri Türkiye Ülke Müdürü ve Orta ve Doğu Avrupa, Orta Doğu ve Afrika’da Telekom, Enerji ve Üretimden Sorumlu Endüstri Direktörü olarak önemli çalışmalara imza attı. SAP’de BAE ve Umman Genel Müdürü olarak görev yaptığı dönemde, bu pazarlarda arka arkaya üç yıl boyunca çift haneli bir büyüme stratejisi yöneterek büyük bir başarıya imza atan Topkoç, 2015 ve 2017’de görev yaptığı ülkelerin Avrupa, Orta Doğu ve Afrika’da en çok büyüme kaydeden bölgeler seçilmesini sağlamıştı. Tayfun Topkoç son olarak Birleşik Arap Emirlikleri’nde Bee’ah Grup Dijital Direktörü olarak, grup genelinde dijital teknolojilerin çeşitlenmesinden ve kullanımının artmasından sorumluydu.

SAS Orta Doğu ve Doğu Avrupa’dan Sorumlu Başkan Yardımcısı Shukri Dabaghi, “Türkiye, yıllardır farklı sektörlerdeki müşterilerimizin gerçek analitiği hayata geçirdiği, en yaratıcı ve en hızlı büyüyen pazarlarımızdan biri oldu. Topkoç’un geçtiğimiz yıllarda Türkiye’de gördüğümüz hızlı büyüme eğilimini devam ettireceğine ve büyümeye yeni bir ivme katacağına olan inancımız tam.” şeklinde konuştu.

Elektrik-Elektronik Mühendisliği alanında lisansını tamamladıktan sonra Elektronik ve Telekomünikasyon Mühendisliği alanında yüksek lisans yapan Topkoç, ayrıca Koç Üniversitesi Executive MBA programını da başarıyla tamamladı.

Kaspersky Lab, global teknoloji sektöründe cinsiyet eşitliğini destekliyor

Kaspersky Lab, yeni Kurumsal Sorumluluk Raporunu yayınladı. Raporda şirketin teknolojik, eğitime yönelik ve yardım odaklı girişimleri anlatılıyor. Bu yılki rapor,global teknoloji sektöründe cinsiyet eşitliğini teşvik etmek için yapılan çalışmalara ve Kaspersky Lab’ın çocuklara yönelik dijital güvenlik eğitimlerine verdiği desteğe yer veriyor. Rapor, şirketin toplumların gelişmesine nasıl yardımcı olduğunu ve dünyayı daha iyi ve daha güvenli bir yer haline getirmek için yaptığı katkıyı anlatıyor.

Kaspersky Lab, teknoloji sektöründe cinsiyet eşitliğinin gururlu bir savunucusu. Farklı kişilerden oluşan iş güçlerinin daha başarılı, üretken ve dinamik olduğunu biliyoruz ve kadınları siber güvenlik alanında kariyer edinmeleri için teşvik etmeye kararlıyız. Siber güvenlik sektörünün cazip ve heyecanlı bir kariyer imkanı sunmasının yanı sıra insanları, şirketleri ve kurumları da siber tehditlerden koruyarak iyilik yapma fırsatı verdiğine de inanıyoruz. Beceri açığını kapatacak ve sektörün bu tehditlere bakış açısını genişletecek daha çok kadına ihtiyacımız var.

Girls in Tech tarafından düzenlenen ve kadın girişimcilerin yaptıkları işlerde elde ettikleri başarıları gösterdiği AMPLIFY yarışması, Kaspersky Lab’ın dijital ürün ve hizmetler alanında hedeflerinin peşinde koşan kadınlara yardımcı olmak için sponsor olduğu girişimlerden yalnızca biri. Kaspersky Lab, PwC’nin Tech She Can programı ile de teknoloji alanında çalışan kadın sayısını artırmaya kararlı.

Kaspersky Lab, BT sektöründe kadınları teşvik etmesinin yanı sıra ebeveynlerin çocuklarını teknoloji yoluyla korumalarına da yardımcı oluyor. Bu çözümler arasında, ebeveynlerin çocuklarının nerede olduğunu görebildikleri Kaspersky Safe Kids uygulaması yer alıyor. Çocuk yabancı bir yere gittiğinde de uygulama bildirim gönderiyor. Örneğin, Güney Afrika’da Lida Erasmus adlı bir anne, bir adamla evi terk edip geri dönmeyen genç kızını bu bulmak için bu uygulamaya güvendi. Kızını takip edebilen ve bulunduğu yere gidip alan Lida’nın korkuları böylece yatıştı.

Kaspersky Lab ayrıca çocukların internetteki güvenliği hakkında farkındalık yaratmak için düzenli Safe Kids organizasyonları düzenliyor. Johannesburg ve Cape Town’un yanı sıra Doğu Asya’da bazı yerlerde 7 ila 13 yaşlarındaki çocuklara, hem gerçek hem de sanal dünyada tehlikeli olabilecek durumlara karşı kendilerini nasıl koruyabilecekleri öğretildi.

Bunlara ek olarak, Kaspersky Lab çalışanları da yardıma muhtaç kişilere destek olmak ve dünyayı daha iyi bir yer halinde getirmek için gönüllü çalışmalara katılıp etkinlikler organize ediyor. Özellikle Rusya ve Kuzey Amerika’daki çalışanlar; Udomlya’daki yetimhanenin ihtiyaçlarını karşılamaktan Harvey Kasırgası’ndan etkilenenlere yardım etmeye ve Amerikan Kanser Topluluğu ve Cure for Alzheimer’s Fund için maddi yardım toplamaya kadar uzanan girişimlerde etkin rol oynadı.

“Şirketimizin 21 yıllık tarihinde bir çok açıdan büyük aşamalar kaydettik. Kurumsal sosyal sorumluluk bunlar arasından en çok fark edilen olmayabilir fakat kurumsal kültürümüzün gelişmesi için halen çok büyük önem taşıyor. Şirketimizin dışındaki dünyayı daha güvenli ve daha iyi bir yer haline getirmek için katkıda bulunmamızı sağlıyor. Ücretsiz güvenlik çözümleri sunmak veya çocuklara internet güvenliği hakkında eğitim vermek gibi kendi iş kolumuza yakın projelere odaklansak da cinsiyet eşitliği ve STEM (bilim, teknoloji, mühendislik, matematik) eğitimini teşvik eden projelerimiz de bulunuyor.” diyen Kaspersky Lab CEO’su Eugene Kaspersky, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Yalnızca genel merkezimizde yaptığımız çalışmaların değil, tüm dünyadaki ofislerimizde yürütülen yerel gönüllü programlarının ve diğer yardım girişimlerinin sonuçlarını paylaşmaktan da ayrıca mutluluk duyuyorum.”

Kaspersky Lab’ın kurumsal sosyal sorumluluk girişimleri hakkında daha fazla bilgi için raporun tamamını şu adresten okuyabilirsiniz: https://csr.kaspersky.com/en/